21) Hangisinin seyrinde immuno histo kimyasal olarak AA tipinde amiloid vardır? (1998 EYLÜL)
a) FMF
b) MultipIe myelom
c) Orak hücreli anemi
d) Porfiria
e) Amebiasis
Uzun süreli ve hücre yıkımı ile karakterli hastalıklarda oluşan sistemik amiloidozda biriken amiloidin kimyasal yapısı AA proteinidir. Sistemik rekatif amiloidoz denir. Herediter amiloidoz olgularından FMF’de de AA yapısında birikim vardır. Multiple myelom olgularında ise biriken amiloid AL yapısında olup primer amiloidozdur.
Cevap – A
22) Myokard infarktüsü sonrasında, 72. saatte aşağıdakilerden hangisi görülür? (1998 EYLÜL)
a) Anistchskow hücre infiltrasyonu
b) Polimorf nüveli lökosit infiltrasyonu
c) Myokard lifleri arasında fibrozis
d) Hemosiderinle yüklü makrofaj toplulukları
e) Belirgin plazma hücre infiltrasyonu
Myokard enfarktüsünün ilk 5 gününde ortamda hakim olan hücre polimorf nüveli lökositlerdir. Makrofajlar ilk kez 4. günde ortaya çıkar ve 6. günden itibaren belirginleşir. Myokard enfarktüsü sekonder yara iyileşmesine örnektir. Primer yara iyileşmesine göre tamir daha güç ve geç oluşur.
Cevap – B
23) Anemilerden hangisinin meydana gelişinden immun mekanizmalarla gelişen hemoliz sorumludur? (1998 EYLÜL)
a) Thalasemi
b) Paroksismal soğuk hemoglobinürisi
c) Hemolitik üremik sendrom
d) Mikroanjiopatik hemolitik anemi
e) Herediter sferositoz
Ekstrakorpusler mekanizmalarla oluşan otoimmun hemolitik anemiler (immünhemolitik) antikorlara bağlı olarak oluşurlar. Bunlarda paroksismal soğuk hemoglobinürisinde düşük derecelerde eritrositlere bağlanan IgG yapısında antikorlar komplemanı bağlar ve ısı 30C’ye yükseldiğinde hemoliz oluşur. Tip II aşırı duyarlılık reaksiyonudur. Kızamık, kabakulak gibi viral enfeksiyonlar ve mikoplazma pnömonia enfeksiyonu sonrası oluşabilir.
Cevap – B
24) GIS patolojilerinden hangisinin patogenezinde H.pylorinin rolü olabileceğini gösteren delil bulunamamıştır? (1998 EYLÜL)
a) Kronik gastrik peptik ülser
b) Kronik duodenal peptik ülser
c) Gastrik lenfoma
d) Gastrik karsinom
e) Gastrik hiperplastik polip
H. pylori midede kronik gastritin en sık etkenidir. Gastrik ve duodenal peptik ülser riskini arttırır. Ayrıca kronik atrofik gastrit ve intestinal metaplazi oluşturarak adenokarsinom riskini arttırır. Oluşturduğu lenfoid hiperplazi MALT lenfomaya dönüşebilir. Hiperplastik polip ile direkt olarak ilişkili değildir. Uzun sürede oluşturduğu inflamasyon zemininden hiperplastik polip gelişebilir.
Cevap – E
25) Barsak hastalıklarının hangisinde tüm duvarı ilgilendiren kazeifiye olmayan granülom yapıları ve yoğun lenfositik hücrelerden oluşan iltihabi olayın segmenter olarak barsağı tutması karakteristiktir? (1998 EYLÜL)
a. Crohn
b. Ülseratif colit
c. Tbc
d. Giardia
e. Whipple
Barsaktan tüm katları içine alan yoğun lenfositik infiltrasyonla karakterli inflamasyon, nonkazeifiye granülomlar ve segmenter tutulum ön planda Crohn hastalığını düşündürür. En sık terminal ileuma yerleşse de tüm GİS’i tutabilen bir hastalıktır.
Cevap – A
Henüz üye değil misiniz? Kayıt olun
Üye misiniz? Girişi yapın