LANGERHANS HÜCRELİ HİSTİOSİTOZ
Dendritik yapıdaki Langerhans hücreleri HLA-DR, S-100 ve CD1a eksprese ederler. Belirgin, vakuollü sitoplazma ve yarık yada katlantı içeren veziküler nüveleri vardır. Sitoplazmada Birbeck granülleri karakteristiktir.
Multifokal multisistem Langerhans hücreli histiositoz (Letterer-Siwe hastalığı) en sık 2 yaş altında görülür. sebooreik döküntülere benzeyen cilt lezyonları, hepatosplenomegali, lenfadenopati, pulmoner lezyonlar ve sonunda destrüktif kemik lezyonları gelişir. Kemik iliği infiltrasyonu pansitopeni, tekrarlayan otitis media ve mastoidit gibi enfeksiyonlar görülebilir. Tedavi edilmez ise öldürücüdür. Yoğun kemoterapi ile 5 yıllık sağkalım %50’ dir.
Unifokal unisistem Langerhans hücreli histiositoz (eozinofilik granülom) en sık kemik iliğini tutan, genişleyen eroziv lezyonlar olarak görülür. Histiositler eozinofil, nötrofil, lenfosit ve plazma hücreleri ile karışıktır. Eozinofiller belirgindir. Her kemik tutulabilirse de, en sık kafa kemikleri, kotsalar ve femurda yerleşir. Nadiren cilt, akciğer yada mide de yerleşir.Unifokal lezyonlar büyük çocuk yada erişkinlerde, iskelet sistemine yerleşir. Asemptomatik olabilir yada ağrı, hassasiyet ve patolojik kırığa yol açar. Spontan olarak gerileyebileceği gibi, lokal eksizyon yada radyoterapi ile iyileşir.
Multifokal unisistem Langerhans hücreli histiositoz genellikle küçük çocuklarda, multifokal, yumuşak dokuya uzanan, eroziv kemik defekteleri yapar. Hastaların yaklaşık %50’sinde arka hipofiz sapı tutulumu sonucunda diabetes insipitus gelişir. Kalvarial kemik defektleri, diabetes insipitus ve ekzoftalmus kombinasyonuna Hand-Schüller-Christian triadı denir. Çoğu hastada spontan gerileme olur. Diğerleri kemoterapi ile başarılı bir şekilde tedavi edilir.
TİMUS
Histoloji : Timus mediastende yerleşen lenfoepitelyal bir organdır. Lenfositleri mezodermden, epitel hücreleri endodermden (3-4. Faringeal keseler) gelişir. Parankimin içine girip onu lobullere ayıran bir kapsül ile çevrilidir. Her lobulün çevresinde koyu boyanan korteks ve merkezde açık boyanan medulla bulunur. Korteks T lenfositleri, epitelyal retiküler hücreler ve az sayıda makrofajlardan oluşur. Embrionik dönemde ve prepubertede lenfositler çok artar. Korteksde lenfositlerin çoğu ölür; kalanlar medullaya geçip dolaşıma karışır ve lenfoid dokulara ulaşılır. Medullada epitelyal retiküler hücreler, lenfositler ve yanı sıra keratohyalin granülleri içeren konsantrik dizilimli epitel hücrelerinin oluşturduğu Hassall korpüskülleri vardır. Timus T lenfositlerinin olgunlaşma yeridir.
Hiperplazi : Normal timusta lenfoid foliküller yoktur. Hiperplazide medullada lenfoid foliküller oluşur. Myastenya gravis, SLE ve romatoid artrit gibi otoimmun hastalıklarda çoğunlukla timusda hiperplazi oluşur. Myastenya graviste timusun myoid hücrelerine karşı duyarlılık kazanan T hücreleri lenfoid foliküllerde B hücrelerini uyararak antikor oluşumuna yol açar. Bunun sonucunda nöromuskuler bileşkedeki asetil kolin reseptörlerine karşı otoimmun reaksiyon gelişir.
Timoma
Timustaki epitelyal hücrelerin tümörleridir. Tümörde bulunan lenfositler normal yapıda olup neoplazik değildir.
Beniğn Timoma : Sitolojik ve biolojik olarak beniğndir. Medulladaki epitel hücrelerine benzer hücreler oluşturur. Timomaların %60-70’ini oluşturur.
Malign Timoma : Tip I : Sitolojik olarak beniğn görünsede lokal invazyon ve nadiren uzak metastaz yapabilir. Timomaların %20-25’inin oluşturur.
Tip II (Timik Karsinom) :Hem sitolojik olarak hemde biolojik olarak maligndir. Timomaların %5’ini oluşturur. Çoğu iyi veya az diferansiye skuamöz karsinomdur. Daha az olarak görülen lenfoepitelyoma da olgun görünümlü lenfositlerde tümöre eşlik eder. Bir kısmında EBV varlığı belirlenmiştir. Bu açıdan nazofaringeal karsinoma benzer.
Timomalar orta yaşta sıktır. Myastenya gravisli olguların %15-20’sinde timoma bulunur. Tümör çıkarıldığında nöromuskuler bozukluk geriler. Hipogamaglobulinemi, SLE, saf eritrosit aplazisi ve nontimik kanserlerde timoma ile ilişkili olabilir.
Henüz üye değil misiniz? Kayıt olun
Üye misiniz? Girişi yapın