1- Aşağıdaki patolojik değişikliklerden hangisinin maliğniteye dönüşme olasılığı en yüksektir?
a) Hiperplazi
b) Atrofi
c) Agenezi
d) Displazi
e) Fibrozis

Yanıt: D
Hiperplazi ve atrofi adaptasyon mekanizmalarıdır. Bunlar üzerinden maliğniteye direkt dönüşüm olmaz. Endometrial hiperplazi maliğnite için zemin hazırlayabilir ama displazik değişiklikler olmadan tümör gelişmez. Prostat hiperplazisi gibi diğer hiperplaziler ise maliğnite ile ilişkili değildir.  Agenezi, bir organ yada bölgenin hiç gelişmemiş olmasıdır. Fibrozis tamir dokusu olup maliğniteye yol açmaz. Maliğnite öncüsü olan lezyon displazidir. Hafif dereceli displazide maliğnite riski düşük olup ağır dereceli displazide yüksektir.

2- Bir antijene daha önce maruz kalan kişinin, aynı antijenle tekrar karşılaşması durumunda, mast hücresi üzerinde ag-ab etkileşimi ile çok kısa sürede galişen hipersensitivite reaksiyonu aşağıdakilerden hangisidir?
a) Tip I hipersensitivite
b) Komplemana bağımlı tip II hipersensitivite
c) Antikora bağımlı tip II hipersensitivite
d) Tip III hipersensitivite
e) Tip IV hipersensitivite

Yanıt: A
Tip I hipersensitivite reaksiyonu dolaşımda IgE düzeyleri yüksek olan atopik kişilerde gelişir. Antijen vücuda ilk kez alındığında CD4+T hücrelerini uyarır ve sitokin (IL-4,IL-5) salınarak B hücrelerini uyarır. Plazma hücreleri oluşarak  Ig E üretilir. Bu antikor mast hücresi ve bazofil yüzeyinde Fc reseptörüne tutunur. Aynı antijen ikinci kez alındığında bu hücrelerin yüzeyindeki önceden hazır olan ab ile birleşip degranulasyona yol açar. Bu nedenle reaksiyon hızlı gelişir. Bazofillerde bu bölgeye göç eder. Erken dönemde önceden oluşmuş primer mediatörler; geç dönemde ise yeni sentezlenen sekonder mediatörler salgılanır.

3- Aşağıdaki hastalıklardan hangisi histopatolojik olarak diğerlerinden farklıdır?
a) Tüberküloz
b) Lepra
c) Sifiliz
d) Sarkoidoz
e) Tifo

Yanıt: E
Granülomatöz İnflamasyon, aktive olmuş makrofajların oluşturduğu epitelioid hücre toplulukları ile karakterli özel bir kronik inflamasyon biçimidir. En az 20 epitelioid hücre biraraya gelerek multinükleer dev hücreleri oluştururlar. Epitelioid makrofajlar, dev hücreler ve çevrede lenfositler ile çevrili  nodüllere  granülom denir. Bazı etkenler kronik granülomatöz inflamasyona yol açar.Tifo bu hastalıklar arasında yer almaz.

Granülomatöz hastalıklar
Bakteriel : 
Tbc, Lepra, Sifilis, Brusella; Kedi tırmığı hastalığı, lenfogranüloma venerum
Parazitik : Şistozomiazis, Filariazis, Trişinozis
Mantar enfeksiyonu : Kriptokokkozis, Histoplazmozis, Blastomikoz, Koksidioides immitis
Yabancı cisim : Talk, sütür, protezler, damar greftleri
İnorganik metal ve tozlar : Silikozis, Berilyozis
Bilinmeyen : Sarkoidoz, Crohn hastalığı, Granülomatöz vaskülitler, Primer bilier siroz

4- Aşağıdaki pigment birikimlerinden hangisi ekzojendir?
a) Lipofusin birikimi
b) Hemosiderozis
c) Okronozis
d) Antrakozis
e) Hemokromatozis

Yanıt: D  
En sık egzojen pigment olan karbon yada kömür tozu inhale edildiğinde alveoler makrofajlar tarafından fagosite edilir, lenfatikler aracılığı ile trakeobronşial lenf düğümlerine taşınır. Birikimi akciğer ve lenf düğümlerinde siyahlaşmaya yol açar ve antrakoz denir. Kömür madeni işçilerinde yoğun birikim pnömokonyoza yol açabilir.


5- Akut romatizmal ateşte, kalpte görülen granülom benzeri yapılara ne ad verilir?
a) Councilman cisimciği
b) Aschoff cisimciği
c) Mallory cisimciği
d) Asteroit cisimcik
e) Apoptotik cisimcik

Yanıt: B
Akut romatizmal ateş  sinovya, eklemler, cilt ve kalpte inflamasyona yol açabilir. İlk olay fokal fibrinoid nekrozdur. Bunun sonucunda diffüz veya granuloma. benzeyen fokal bir inflamasyon uyarılır. Fibrozis kalpte sık olup kapak deformitelerine yol açabilir. Akut olayda tüm kalp katları tutulur: pankardit.  Akut romatizmal karditin bulgusu santral fıbrinoid nekroz çevre¬sinde kronik mononükleer infalamatuar hücreler ve seyrek büyük veziküler nü¬veli histiositlerden (Anitschkow hücreleri) oluşan Aschoff cisimcikleridir. Kalbin bağ dokusu içinde bulunurlar. Diffüz inflamasyon da izlenir. Ağır olgularda myokardit sonucu jeneralize dilatasyon oluşur. Perikardda fibrinöz perikardit sıktır. Endokard tutulumu, en sık mitral ve aort kapaklarında, ödem, kalınlaşma, fibrinoid nekroz ve kapak kapanma çizgilerinde yerleşen küçük veje¬tasyonlar ile karakterlidir: verrüköz endokardit. Tamamen iyileşebilir veya deformiteler gelişir. En sık sol atriumda yerleşen, kapak dışı endokardial fibrozis: MacCallum plakları.

1- Aşağıdaki patolojik değişikliklerden hangisinin maliğniteye dönüşme olasılığı en yüksektir?
a) Hiperplazi
b) Atrofi
c) Agenezi
d) Displazi
e) Fibrozis

Yanıt: D
Hiperplazi ve atrofi adaptasyon mekanizmalarıdır. Bunlar üzerinden maliğniteye direkt dönüşüm olmaz. Endometrial hiperplazi maliğnite için zemin hazırlayabilir ama displazik değişiklikler olmadan tümör gelişmez. Prostat hiperplazisi gibi diğer hiperplaziler ise maliğnite ile ilişkili değildir.  Agenezi, bir organ yada bölgenin hiç gelişmemiş olmasıdır. Fibrozis tamir dokusu olup maliğniteye yol açmaz. Maliğnite öncüsü olan lezyon displazidir. Hafif dereceli displazide maliğnite riski düşük olup ağır dereceli displazide yüksektir.

2- Bir antijene daha önce maruz kalan kişinin, aynı antijenle tekrar karşılaşması durumunda, mast hücresi üzerinde ag-ab etkileşimi ile çok kısa sürede galişen hipersensitivite reaksiyonu aşağıdakilerden hangisidir?
a) Tip I hipersensitivite
b) Komplemana bağımlı tip II hipersensitivite
c) Antikora bağımlı tip II hipersensitivite
d) Tip III hipersensitivite
e) Tip IV hipersensitivite

Yanıt: A
Tip I hipersensitivite reaksiyonu dolaşımda IgE düzeyleri yüksek olan atopik kişilerde gelişir. Antijen vücuda ilk kez alındığında CD4+T hücrelerini uyarır ve sitokin (IL-4,IL-5) salınarak B hücrelerini uyarır. Plazma hücreleri oluşarak  Ig E üretilir. Bu antikor mast hücresi ve bazofil yüzeyinde Fc reseptörüne tutunur. Aynı antijen ikinci kez alındığında bu hücrelerin yüzeyindeki önceden hazır olan ab ile birleşip degranulasyona yol açar. Bu nedenle reaksiyon hızlı gelişir. Bazofillerde bu bölgeye göç eder. Erken dönemde önceden oluşmuş primer mediatörler; geç dönemde ise yeni sentezlenen sekonder mediatörler salgılanır.

3- Aşağıdaki hastalıklardan hangisi histopatolojik olarak diğerlerinden farklıdır?
a) Tüberküloz
b) Lepra
c) Sifiliz
d) Sarkoidoz
e) Tifo

Yanıt: E
Granülomatöz İnflamasyon, aktive olmuş makrofajların oluşturduğu epitelioid hücre toplulukları ile karakterli özel bir kronik inflamasyon biçimidir. En az 20 epitelioid hücre biraraya gelerek multinükleer dev hücreleri oluştururlar. Epitelioid makrofajlar, dev hücreler ve çevrede lenfositler ile çevrili  nodüllere  granülom denir. Bazı etkenler kronik granülomatöz inflamasyona yol açar.Tifo bu hastalıklar arasında yer almaz.

Granülomatöz hastalıklar
Bakteriel : 
Tbc, Lepra, Sifilis, Brusella; Kedi tırmığı hastalığı, lenfogranüloma venerum
Parazitik : Şistozomiazis, Filariazis, Trişinozis
Mantar enfeksiyonu : Kriptokokkozis, Histoplazmozis, Blastomikoz, Koksidioides immitis
Yabancı cisim : Talk, sütür, protezler, damar greftleri
İnorganik metal ve tozlar : Silikozis, Berilyozis
Bilinmeyen : Sarkoidoz, Crohn hastalığı, Granülomatöz vaskülitler, Primer bilier siroz

4- Aşağıdaki pigment birikimlerinden hangisi ekzojendir?
a) Lipofusin birikimi
b) Hemosiderozis
c) Okronozis
d) Antrakozis
e) Hemokromatozis

Yanıt: D  
En sık egzojen pigment olan karbon yada kömür tozu inhale edildiğinde alveoler makrofajlar tarafından fagosite edilir, lenfatikler aracılığı ile trakeobronşial lenf düğümlerine taşınır. Birikimi akciğer ve lenf düğümlerinde siyahlaşmaya yol açar ve antrakoz denir. Kömür madeni işçilerinde yoğun birikim pnömokonyoza yol açabilir.


5- Akut romatizmal ateşte, kalpte görülen granülom benzeri yapılara ne ad verilir?
a) Councilman cisimciği
b) Aschoff cisimciği
c) Mallory cisimciği
d) Asteroit cisimcik
e) Apoptotik cisimcik

Yanıt: B
Akut romatizmal ateş  sinovya, eklemler, cilt ve kalpte inflamasyona yol açabilir. İlk olay fokal fibrinoid nekrozdur. Bunun sonucunda diffüz veya granuloma. benzeyen fokal bir inflamasyon uyarılır. Fibrozis kalpte sık olup kapak deformitelerine yol açabilir. Akut olayda tüm kalp katları tutulur: pankardit.  Akut romatizmal karditin bulgusu santral fıbrinoid nekroz çevre¬sinde kronik mononükleer infalamatuar hücreler ve seyrek büyük veziküler nü¬veli histiositlerden (Anitschkow hücreleri) oluşan Aschoff cisimcikleridir. Kalbin bağ dokusu içinde bulunurlar. Diffüz inflamasyon da izlenir. Ağır olgularda myokardit sonucu jeneralize dilatasyon oluşur. Perikardda fibrinöz perikardit sıktır. Endokard tutulumu, en sık mitral ve aort kapaklarında, ödem, kalınlaşma, fibrinoid nekroz ve kapak kapanma çizgilerinde yerleşen küçük veje¬tasyonlar ile karakterlidir: verrüköz endokardit. Tamamen iyileşebilir veya deformiteler gelişir. En sık sol atriumda yerleşen, kapak dışı endokardial fibrozis: MacCallum plakları.

Sayfa 2

6- Aşağıdakilerden hangisi AL tipi amiloidoza neden olur?
a) Tüberküloz
b) Osteomyelit
c) B hücre proliferasyonu
d) Romatoid artrit
e) Ailevi Akdeniz ateşi

Yanıt: C
Amiloid organ ve dokularda hücreler arasında birikim gösteren anormal proteinöz bir maddedir. Rutin boyalarla amorf, eozinofilik, hyalen ekstraselüler madde olarak görülür. Biriktikçe çevre doku ve hücreleri sıkıştırır. Kongo red boyası ile ışık mikroskobunda kırmızı renkte görülür. Polarize ışık mikroskobunda ise yeşil refle (birefrijans) verir. Fiziksel olarak dallanmayan, 7.5-10 nm kalınlığında fibrillerden oluşur.

Üç major kimyasal formu vardır. 
• AL : Plazma hücrelerinden köken alır, Ig hafif zincirinden oluşur .
• AA : karaciğerde üretilen nonimmunglobulin proteindir. 
• AB: Alzheimer hastalığının serebral lezyonlarında görülür.

Plazma hücreleri B lenfositinden köken aldığı için, tümörleri B hücreli tümörler grubunda yer alır. Multiple myelom gibi periferik B hücre tümörlerinde AL yapısında amiloid bikrimi görülebilir. Diğer şıklarda yer alan uzun süreli inflamatuar reaksiyonlarda ise AA yapısında birikimler ile reaktif sistemik amiloidoz gelişir.

7- Maliğn mezenkimal tümörler en sık hangi yolla metastaz yaparlar?
a) Hematojen
b) Lenfatik
c) Cerrahi ekim
d) İmplantasyon
e) Kontakt yayılım

Yanıt: A
Metastaz en kesin maliğnite kriteridir. Hematojen yolla metastaz daha çok maliğn mezenkimal tümörler (sarkomlar) için tipik olmakla birlikte geç dönemlerde karsinomlarda da görülebilir. Yayılım genellikle ince duvarlı venler aracılığı ile olur. Arteriel yayılımın olabilmesi için venöz sistemle akciğere gelen tümörün  akciğer engelini aşması veya primer odağın akciğerde olması gerekir. Venöz yayılım ön planda olduğundan vücutta en sık metastaza uğrayan organ  akciğer, ikinci olarak karaciğerdir. Ayrıca adrenal gland, kemik ve beyinde sık metastaza uğrayan  bölgelerdir. Karsinom olduğu halde hematojen yayılımın sık görüldüğü tümörler: Tiroid karsinomları (özellikle foliküler karsinom), prostat karsinomu, renal hücreli karsinom ve hepatoselüler karsinom

8- Aşağıdaki sarkomlardan hangisinde tümör hücre diferansiasyonu en iyidir?
a) Evre I liposarkom
b) Evre II leiomyosarkom
c) Evre III liposarkom
d) Derece (grade) I leiomyosarkom
e) Derece (grade) III osteosarkom

Yanıt: D
Diferansiasyon, tümör hücresinin köken aldığı hücre tipini taklit etme yeteneğidir. İyi diferansiye tümörler düşük dereceli (grade); az diferansiye tümörler yüksek derecelidir. Tümör prognozunda en önemli faktör evre (stage) olmakla birlikte; evreden sonra en önemli faktör grade yani derecedir. Düşük dereceli tümörler daha iyi prognozludur.


9- Aşağıdaki akciğer karsinomlarından hangisinin prognozu diğerlerinden daha iyidir?
a) Skuamöz hücreli karsinom
b) Bronkoalveoler karsinom
c) Adenokarsinom
d) Küçük hücreli karsinom
e) Büyük hücreli karsinom

Yanıt: B
Primer akciğer karsinomları kötü prognozlu tümörlerdir. En kötü prognozlu olan küçük hücreli karsinom; ikinci en kötü ise büyük hücreli karsinomdur. Bronkoalveoler karsinom, erken tanı konulduğunda diğer bronkojenik karsinomlara göre daha iyi prognoza sahiptir. Skuamöz hücreli karsinom, daha geç yayılım yaptığından, adenokarsinoma göre daha iyi prognozlu olarak kabul edilebilir.

10- Aplastik anemide hangisinin görülme olasılığı en düşüktür?
a) Splenomegali
b) Nötropeni
c) Trombositopeni
d) Retikülositopeni
e) Hiposelüler kemik iliği

Yanıt: A
Aplastik anemide pansitopeni ve kemik iliği hücrelerinde azalma mevcuttur. Splenomegali ise görülmez. Splenomegali yapan anemiler: herediter sferositoz, otoimmün hemolitik anemi ve talassemi major

Sayfa 3

11- Aşağıdakilerden hangisi çocukluk çağı  Hodgkin dışı lenfomalarının özelliklerinden değildir?
a) Santral sinir sistemi tutulumu
b) Gonad (testis/over) tutulumu
c) Ekstranodal yerleşim
d) Lösemik dönüşüm
e) Düşük dereceli olmaları

Yanıt: E
Çocukluk çağı non-Hodgkin lenfomaları lenfoblastik lenfoma, Burkitt lenfoma ve daha az oranda diffüz büyük hücreli lenfomalardır. Bunlar hızla çoğalan agresif lenfomalardır. Aynı zamanda bu özellikleri nedeni ile erken tanı ve uygun tedaviye iyi yanıt verirler. Kemoterapi ve radyoterapi hızla çoğalan tümörlerde daha etkilidir.

12- Aşağıdakilerden hangisi alkolik hepatitin bulgularından değildir?
a) Hepatosit nekrozu
b) Mallory cisimcikleri
c) Köprüleşme nekrozu
d) Nötrofilik reaksiyon
e) Fibrozis

Yanıt: C
Köprüleşme nekrozu virüsler ve ilaçlar gibi immünolojik mekanizmalar ile oluşan karaciğer hastalıklarında ön planda görülen, hasarın ağır olduğunu belirleyen bir bulgudur. CD8 T lenfositlerinin etkisi ile, bir hepatosit kordonunu oluşturan hücrelerin tümünde sitoliz yada apoptoz sonucunda kayıp oluşur. Böylece portalden santrale, santralden santrale yada portalden portale uzanan köprüleşme nekrozları gelişir. Alkolik hepatit ise farklı bir tablodur. Alkol oksidasyonu bozar ve hücreleri bu şekilde zedeler. İmmünolojik değil, direkt toksik etkidir. Lenfositler değil, nötrofiller ön plandadır. Lobülün merkezinde daha belirgin olan inflamasyon, hasar, hücre ölümü ve perivenüler fibrozis görülür. Köprüleşme nekrozu gelişmez.

13- Aşağıdakilerden hangisi Reye sendromunun karakterisitk histolojik bulgusudur?
a) Karaciğerde mikroveziküler yağlanma
b) Böbrekte glomerüloskleroz
c) Kalp kasında hipertrofi
d) Paratiroid hiperplazis
e) Beyinde ventriküler dilatasyon

Yanıt: A
Reye sendromu, belirgin nekroz oluşturmadan karaciğer yetmezliği yapan hastalıklardan biridir. Diffüz mikroveziküler yağlanma ve akut karaciğer yetmezliği gelişir. Beyinde ödem ve amonyum düzeylerinde artışa bağlı astrosit hasarı (Alzheimer tip II astrositler) gelişebilir. Mortalite oranı yüksektir.

14- Aşağıdakilerden hangisi, santral sinir sisteminde gliozis oluşumunda ön planda rol oynar?
a) Ependimal hücre
b) Astrosit
c) Oligodendrosit
d) Nöron
e) Damar endotel hücresi

Yanıt: B
Santral sinir sisteminde oluşan tamir dokusuna giozis denir. Nekroz odaklarında yada yer kaplayan lezyonlar çevresinde reaktig gliozis oluşur. Tüm glial hücreleri içerebilirse de, gliozisde baş rolü oynayan hücre astrosittir. Reaktif astrosit uzantılarında oluşan eozinofilik Rozenthal fibrilleride gliozis dokusunda görülebilir.

15- Aşağıdaki beyin tümörlerinden hangisi yalnızca serebellum lokalizasyonludur?
a) Diffüz astrositom
b) Oligodendrogliom
c) Ependimom
d) Nöroblastom
e) Medülloblastom

Yanıt: E
Medülloblastom ilk iki on yıl içerisinde görülen santral sinir sistemi tümörüdür. Çocuklarda pilositik astrositomdan sonra, ikinci sıklıkta görülür. Serebellumda, en sık orta hat yerleşimlidir. Küçük yuvarlak mavi hücreli tümör olup WHO grade IV, kötü prognozlu tümördür. Diffüz astrositom ve oligodendrogliom erişkin tümörleridir ve sıklıkla supratentorial yerleşirler. Ependimom çocukta en sık 4. ventrikül içerisinde; erişkinde ise en sık medulla spinalisde yerleşir. Nöroblastom çocukluk çağının santral sinir sistemi dışında, en sık görülen solid tümörüdür. Bir yaş altında en sık görülen maliğn tümördür. En sık adrenal medullada, ikinci olarak ekstraadrenal paraganglionik bölgelerde yerleşir.

Sayfa 4

16- Aşağıdakilerden hangisi damar tıkanıklığına bağlı olarak ortaya çıkar?
a) Kazeifikasyon nekrozu
b) Fibrinoid nekroz
c) Koagulasyon nekrozu
d) Apoptoz
e) Yağ nekrozu

Yanıt: C
Santral sinir sistemi dışında, tüm vücutta hiposi ve iskemi sonucunda gelişen nekroz koagulasyon nekrozudur. En karakteristik örnekler myokard enfarktüsü ve tümör nekrozudur. Santral sinir sisteminde hipoksi ve iskemi sonucu ise likefaksiyon nekrozu gelişir.

17- Aşağıdakilerden hangisi akut pyelonefrit gelişimine neden olan faktörlerden biri değildir?
a) İdrar akım tıkanıklığı
b) Vezikoüretral reflü
c) İdrar yollarına endoskopik girişim
d) Diabetes mellitus
e) Aşırı analjezik kullanımı

Yanıt: E
Pyelonefrit, enfeksiyöz etkenler ile oluşur. En sık etken E. Coli olup asendan yolla böbreğe ulaşır. Bu nedenle ön planda pelvikaliksiel sistemi tutar ve pyelonefrit yapar. İdrar stazına ve reflüsüne yol açan nedenler, enfeksiyon riskini arttıran diabet gibi hastalıklar ile kateterizasyon pyelonefrit riskini arttırır. Uzun süreli ve karışık analjezik kullanımı ise pyelonefrit değil; kronik intersisyel nefrit oluşturur.

18- Küçük, yuvarlak ve diferansiye olmamış hücreler ile karakterli kemik tümörü aşağıdakilerden hangisidir?
a) Osteosarkom
b) Kondrosarkom
c) Enkondrom
d) Ewing sarkomu
e) Multiple myelom

Yanıt: D
Ewing tümörü medüller kaviteden köken alan primitif nöroektodermal tümördür. Küçük yuvarlak mavi hücrelerden oluşur. Bu nedenle lenfoma ile karışır. Tutulan bölgede ağrı, şişlik, kızarıklık ve hastada ateş yükselmesi nedeni ile klinik olarak osteomyelit ile karışır. Diafiz yerleşimi daha sıkdır. Periostta radyolojik olarak soğan kabuğu görünümü oluşur.

19- Matür tiroid dokusunun overde yer alması ve hipertiroidizme yol açması, aşağıdaki over tümörlerinden hangisinde görülür?
a) Yolk sak tümörü
b) Struma ovarii
c) Karsinoid tümör
d) İmmatür teratom
e) Kistik teratom

Yanıt: B
Struma ovarii monodermal teratomdur. Yani yalnızca tiroid dokusundan oluşan bir teratomdur. Tiroid gibi fonksiyon gösterirse hipertiroidizm yapabilir. Hatta nadiren tiroid tümörleride bu yapının içerisinden gelişebilir.

20- Aşağıdakilerden hangisi servikal onkogenezde rol alan virüslerden biridir?
a) Sitomegalovirüs
b) Adenovirüs tip II
c) Human papillomavirüs
d) Ebstein-Barr virüsü
e) Polyoma virüs

Yanıt: C
HPV tip 16 ve 18 servikal onkogenezde en sık rol oynayan virüslerdir. E6 ve E7 proteinleri aracılığı ile p53 ve Rb tümör süpresör genlerinde mutasyona yol açarak tümör riskini arttırırlar. HPV cinsel ilişki ile bulaştığından, erken yaşta cinsel ilişki, partnerin çok sayıda olması yada partnerin önceden çok kişi ile ilişkiye girmiş olması, kötü hijyen, diğer venerial hastalıkların varlığı, çok doğum sayısı riski arttırır.