61)  Likefaksiyon nekrozu en sık hangi organda görülür? 
a) Karaciğer 
b) Akciğer
c) Dalak
d) Böbrek
e) Beyin

Yanıt E
Likefaksiyon nekrozunun mekanizması enzimatik sindirimdir. Ölmüş hücreler sindirilerek ortadan kaldırılır. Mikroskobik incelemede nekrotik debris, makroskobik olarak vizköz kitle oluşur. Beyinde hipoksi- iskemiye bağlı oluşan nekroz en iyi örnektir. Ayrıca apse odakları, pyojenik enfeksiyon odakları örnek verilebilir. Apse odakları fibröz cidarla çevrili olup merkezinde nekrotik debris ve nötrofiller içerir.


62) Hücre boyutunun artması, aşağıdaki adaptasyon örneklerinden hangisinde temel özelliktir ?
a) Laktasyonda memenin büyümesi
b) Kapak hastalıklarında myokard kalınlaşması
c) Solunum yollarında skuamöz epitelin oluşması
d) Yaşlılarda girusların incelmesi, sulkusların genişlemesi
e) Nodüler guatrda tiroidin büyümesi

Yanıt B
Hücre boyutlarında artış ile karakterli adaptasyon mekanizması hipertrofidir. Fizyolojik örnek gebe uterusun büyümesidir. Patolojik hipertrofinin en karakteristik örneği myokard hipertrofisidir. Hipertansiyon yada kapak darlıklarına bağlı olarak gelişir. Laktasyonda meme büyümesinde baskın olan mekanizma hiperplazi; solunum yollarında skuamöz epitelin oluşması metaplazi, yaşlılarda girusların daralıp sulkusların genişlemesi atrofi ve nodüler guatrda tiroid büyümesi hiperplazidir. 


63) Aşağıdaki morfolojik bulgulardan hangisi şokta gözlenmez?
a) Kalpte kontraksiyon bant nekrozu
b) Böbrekde akut tubuler nekroz
c) Akciğerde diffüz alveol hasarı
d) Karaciğerde mikrosteatoz
e) İnce barsakta hemorajik enteropati

Yanıt D
Şokta gelişen morfolojik değişiklikler her dokuda oluşabilir. Özellikle beyin, kalp, akciğer, böbrek, adrenal gland ve gastrointestinal sistem etkilenir. Beyinde iskemik ensefalopati, kalpde fokal yada yaygın koagulasyon nekrozu, subendokardial kanama ve/veya kontraksiyon bant nekrozu; böbrekte akut tübüler nekroz görülür. Akciğerde ağır durumlarda alveol hasarı, adrenal korteksde lipid kaybı ve gastrointestinal sistemde yama tarzı hemoraji ve nekroz izlenebilir. Karaciğerde yağlı değişiklik ve ağır durumlarda santral hemorajik nekroz gelişir. Mikrosteatoz hamilelikte akut karaciğer yağlanması, salisilat, tetrasiklin ve valproik asid zehirlenmesi gibi durumlarda görülür.

64) Aşağıdaki durumlardan hangisinde insanda primer hepatoselüler karsinom gelişme olasılığı en yüksektir?
a) Wilson hastalığı
b) Sigara kullanımı
c) Androjenik steroidler
d) Herediter tirozinemi
e) Primer bilier siroz

Yanıt: D
Hepatoselüler karsinomun en sık üç nedeni viral enfeksiyon (HBV,HCV), kronik alkolizm ve gıdalardaki karsinojenlerdir ( aflatoksin). Herediter tirozinemi ve hemokromatozis ise nadir görülmekle birlikte, tümör için yüksek risk içerirler. Dietteki kısıtlamaya rağmen, herediter tirozinemi olgularında hepatoselüler karsinom gelişme oranı %40 olup bilinen en yüksek riski içerir. Hemokromatozisde %25, alkolizmde %5-6 oranında tümör gelişir. Wilson hastalığı ve androjenik steroidlerde risk çok düşük olup sigara kullanımı ile karaciğer kanseri arasında ilişki belirlenememiştir. Primer bilier siroz olguları, transplantasyon yapılmaz ise, tümör gelişecek kadar uzun yaşayamaz. 


65) Aşağıdakilerden hangisinde maliğn neoplazm gelişme riski istatistiksel olarak en düşüktür?
a) Servikal skuamöz displazi
b) Uterus leiomyomları
c) Kronik ülseratif kolit
d) endometrial atipik hiperplazi
e) Hepatik siroz

Yanıt: B
Leiomyom kadınlarda en sık görülen tümördür. Aynı zamanda kadın genital sisteminde en sık görülen tümördür. Maliğniteye dönüşüm riski çok düşüktür. Leiomyosarkomların çoğu, başlangıçtan itibaren maliğndir. Serviks karsinomu servikal displaziden; endometrial  karsinomların çoğu atipik endometrial hiperplaziden köken alır. Hepatik sirozda hepatoselüler karsinom; kronik ülseratif kolitte ise kolon adenokarsinomu riski artmıştır.

61)  Likefaksiyon nekrozu en sık hangi organda görülür? 
a) Karaciğer 
b) Akciğer
c) Dalak
d) Böbrek
e) Beyin

Yanıt E
Likefaksiyon nekrozunun mekanizması enzimatik sindirimdir. Ölmüş hücreler sindirilerek ortadan kaldırılır. Mikroskobik incelemede nekrotik debris, makroskobik olarak vizköz kitle oluşur. Beyinde hipoksi- iskemiye bağlı oluşan nekroz en iyi örnektir. Ayrıca apse odakları, pyojenik enfeksiyon odakları örnek verilebilir. Apse odakları fibröz cidarla çevrili olup merkezinde nekrotik debris ve nötrofiller içerir.


62) Hücre boyutunun artması, aşağıdaki adaptasyon örneklerinden hangisinde temel özelliktir ?
a) Laktasyonda memenin büyümesi
b) Kapak hastalıklarında myokard kalınlaşması
c) Solunum yollarında skuamöz epitelin oluşması
d) Yaşlılarda girusların incelmesi, sulkusların genişlemesi
e) Nodüler guatrda tiroidin büyümesi

Yanıt B
Hücre boyutlarında artış ile karakterli adaptasyon mekanizması hipertrofidir. Fizyolojik örnek gebe uterusun büyümesidir. Patolojik hipertrofinin en karakteristik örneği myokard hipertrofisidir. Hipertansiyon yada kapak darlıklarına bağlı olarak gelişir. Laktasyonda meme büyümesinde baskın olan mekanizma hiperplazi; solunum yollarında skuamöz epitelin oluşması metaplazi, yaşlılarda girusların daralıp sulkusların genişlemesi atrofi ve nodüler guatrda tiroid büyümesi hiperplazidir. 


63) Aşağıdaki morfolojik bulgulardan hangisi şokta gözlenmez?
a) Kalpte kontraksiyon bant nekrozu
b) Böbrekde akut tubuler nekroz
c) Akciğerde diffüz alveol hasarı
d) Karaciğerde mikrosteatoz
e) İnce barsakta hemorajik enteropati

Yanıt D
Şokta gelişen morfolojik değişiklikler her dokuda oluşabilir. Özellikle beyin, kalp, akciğer, böbrek, adrenal gland ve gastrointestinal sistem etkilenir. Beyinde iskemik ensefalopati, kalpde fokal yada yaygın koagulasyon nekrozu, subendokardial kanama ve/veya kontraksiyon bant nekrozu; böbrekte akut tübüler nekroz görülür. Akciğerde ağır durumlarda alveol hasarı, adrenal korteksde lipid kaybı ve gastrointestinal sistemde yama tarzı hemoraji ve nekroz izlenebilir. Karaciğerde yağlı değişiklik ve ağır durumlarda santral hemorajik nekroz gelişir. Mikrosteatoz hamilelikte akut karaciğer yağlanması, salisilat, tetrasiklin ve valproik asid zehirlenmesi gibi durumlarda görülür.

64) Aşağıdaki durumlardan hangisinde insanda primer hepatoselüler karsinom gelişme olasılığı en yüksektir?
a) Wilson hastalığı
b) Sigara kullanımı
c) Androjenik steroidler
d) Herediter tirozinemi
e) Primer bilier siroz

Yanıt: D
Hepatoselüler karsinomun en sık üç nedeni viral enfeksiyon (HBV,HCV), kronik alkolizm ve gıdalardaki karsinojenlerdir ( aflatoksin). Herediter tirozinemi ve hemokromatozis ise nadir görülmekle birlikte, tümör için yüksek risk içerirler. Dietteki kısıtlamaya rağmen, herediter tirozinemi olgularında hepatoselüler karsinom gelişme oranı %40 olup bilinen en yüksek riski içerir. Hemokromatozisde %25, alkolizmde %5-6 oranında tümör gelişir. Wilson hastalığı ve androjenik steroidlerde risk çok düşük olup sigara kullanımı ile karaciğer kanseri arasında ilişki belirlenememiştir. Primer bilier siroz olguları, transplantasyon yapılmaz ise, tümör gelişecek kadar uzun yaşayamaz. 


65) Aşağıdakilerden hangisinde maliğn neoplazm gelişme riski istatistiksel olarak en düşüktür?
a) Servikal skuamöz displazi
b) Uterus leiomyomları
c) Kronik ülseratif kolit
d) endometrial atipik hiperplazi
e) Hepatik siroz

Yanıt: B
Leiomyom kadınlarda en sık görülen tümördür. Aynı zamanda kadın genital sisteminde en sık görülen tümördür. Maliğniteye dönüşüm riski çok düşüktür. Leiomyosarkomların çoğu, başlangıçtan itibaren maliğndir. Serviks karsinomu servikal displaziden; endometrial  karsinomların çoğu atipik endometrial hiperplaziden köken alır. Hepatik sirozda hepatoselüler karsinom; kronik ülseratif kolitte ise kolon adenokarsinomu riski artmıştır.

Sayfa 2


66) Plastik boru üreten bir fabrikada 15 yıldır çalışan bir işçide karaciğerde kitle saptanıyor. Yapılan biopsi immünhistokimyasal olarak vimentin pozitif (+); sitokeratin negatif (-), iğsi hücreli bir neoplazm varlığını ortaya  koyuyor. Aşağıdaki maddelerden hangisine maruz kalmak bu tümörün gelişiminde rol oynayabilir?

a) Radon
b) benzen
c) Siklofosfamid
d) Vinil klorid
e) Asbest

Yanıt: D
Vinil klorid plastiğin hammadesinde yer alıp karaciğerde metabolize edilir. Karaciğerde anjiosarkom oluşumuna yol açar. Anjiosarkom, endotel hücresinden köken alan iğsi hücreli maliğn mezenşimal tümördür. Vimentin pozitifliği tümörün sarkom olduğunu gösterirken; sitokeratin negatifliği karsinomu ekarte ettirir. Radon akciğer kanseri; benzen  lösemi; siklofosfamid mesane tümörlerine yol açar. Asbest akciğer karsinomu, mezotelioma, larinks ve kolon karsinomu gibi tümörlere yol açar.

67) Akut respiratuar distress sendromunun en karakteristik patolojik bulgusu aşağıdakilerden hangisidir?
a) Vaskülit
b) Hyalen membran
c) Granülomlar
d) Lenfosit infiltrasyonu
e) Koagulasyon nekrozu


Yanıt: B
ARDS, ani başlayan solunum yetmezliği, siyanoz, oksijen tedavisine yanıt vermeyen ağır arteriel hipoksemi ve ekstrapulmoner multisistem organ yetmezliğine varan ağır bir tablodur. Radyografide diffüz alveoler infiltrasyon görülür. Histolojik bulgusu yaygın alveol hasarıdır. ARDS’ ye yol açan pek çok sebep olsa da, en sık (%50’ den fazla) dört tabloya bağlı gelişir: sepsis, diffüz pulmoner enfeksiyonlar (viral, mycoplasma, pneomocystis carini, milier tbc), gastrik aspirasyon, mekanik travmalar

•    Akut dönemde akciğerler ağır, sert ve kırmızıdır. Konjesyon, intersisyel ve alveoler ödem, inflamasyon ve fibrin birikimi görülür. Alveol lümenlerinde hyalen membranlar karakteristiktir. 

•    Organizasyon döneminde, tip II epitel hücreleri, rejenerasyon amacı ile çoğalır. Fibrinin organizasyonu ile intra-alveoler fibrozis gelişir. Alveol septumları kalınlaşır, intersisyel hücreler ve kollajen artar (kronik hastalık). Eklenen bronkopnömoni öldürücü olabilir. Rezolusyon pek görülmez.

68) Çevresel erionite maruz kalan kişilerde en sık görülen maliğn tümör aşağıdakilerden hangisidir?
a) Maliğn timoma
b) Hepatoselüler karsinom
c) Maliğn mezotelioma
d) Mesane değişici epitel karsinomu
e) Maliğn melanoma

Yanıt: C
Erionit ülkemizde, Kapadokya bölgesinde, toprakta bulunan asbestten farklı bir fibrildir. Maliğn mezotelioma gelişimine yol açtığı gösterilmiştir.

69) Barrett özefagusunda izlenen morfolojik değişiklikler aşağıdaki patolojik olaylardan hangisine örnektir?
a) Hiperplazi
b) Hipertrofi
c) Atrofi
d) Metaplazi
e) Anaplazi

Yanıt: D
Barrett özefagusunda, özefagusu döşeyen yassı epital hücreleri, uzun süreli reflu sonucunda, glandüler hücrelere dönüşürler. Olgun bir hücre tipinin, daha dayanıklı diğer bir olgun hücre tipine dönüşmesi  metaplazidir. Metaplazi adaptasyon mekanizması olup etken ortadan kaldırılırsa, geri dönüşümlüdür. Metaplazik hücrelerde displazi gelişirse, maliğn tümör riski artar. 

70) DNA onarım genlerindeki mutasyonlar aşağıdaki gastrointestinal polip hastalıklarından hangisi ile ilişkilidir?
a) Gardner sendromu
b) Ailesel adenomatöz polipozis sendromu
c) Peutz-Jeghers sendromu
d) Tüberoskleroz
e) Herediter nonpolipozis kolorektal karsinom sendromu

Yanıt: E
Protoonkogen, tümör süpresör gen, apoptoz genleri ve DNA tamir genlerinde oluşan mutasyonlar kanser riskini arttırır. Herediter nonpolipozis kolorektal karsinom, Kseroderma pigmentozum, Ataksi telenjiektazi, Bloom sendromu ve Fankoni anemisi DNA tamirinde defekt ile karakterli sendromlar olup bu sendromlarda maliğn tümör riski artmıştır. Ailesel meme ve over kanserlerine yol açan BRCA-1 ve BRCA-2 genleride DNA tamiri ile ilişkilidir.

Sayfa 3

71) Aşağıdakilerden hangisi ülseratif kolitte gözlenen bulgulardan biri değildir?
a) Serozal yüzeyin inflamasyonu
b) Kolonun kesintisiz tutulumu
c) Kript lümenlerinde apseler
d) Ülser komşuluğunda rejenere mukoza
e) Toksik megakolon

Yanıt: A
Kolitis ülseroza, kolonu tutan, ağır olgular dışında mukoza-submukoza’da sınırlı, ülseroinflamatuar bir hastalıktır.  Serozal yüzeyde inflamasyon görülmez. Rektumda başlar ve yukarı doğru yayılır. Süreklilik gösterir, arada normal mukoza bırakmaz. Gezici poliartrit, üveit, cilt, karaciğer tutulumu (perikolanjit ve primer sklerozan kolanjit) ve ankilozan spondilit ile birlikte görülebilir. Kript apseleri, epitel hücrelerinde mukus kaybı, bazal plazmositoz ve kript distorsiyonu görülür. Ülser komşuluğunda mukozada rejenerasyon gelişmesi, psödopoliplere yol açar. Komplikasyon olarak toksik megakolon gelişebilir. Kolon karsinomu riski artar.


72) Portal alanlarda lenfoid kümeler ve safra kanalikülü zedelenmesi ile hepatositlerde makroveziküler yağlanma, hangi karaciğer hastalığının karakteristik bulgularıdır?
a) Toksik hepatit
b) Akut A tip viral hepatit
c) Kronik B tip viral hepatit
d) Kronik C tip viral hepatit
e) Alkolik hepatit

Yanıt: D
Portal alanlarda lenfoid agregatlar, safra duktus harabiyeti ve proliferasyonu ile lobül içi yağlanma C virüsünün bulgularıdır. Diğer viral hepatitlerde lobül içi yağlanma görülmez. Alkolik hepatitte ise sentrlobüler bölgede nötrofillerin ön planda olduğu inflamasyon mevcuttur. Portal alanda lenfoid agregat görülmez. Toksik hepatitte etkene bağlı bulgular mevcut olup nekroz Ya da diffüz mikroveziküler yağlanma gibi daha ağır tablolar izlenir. 


73) Akut piyojenik menenjitli bir hastada gelişen serebral hemorajik infarktın nedeni en büyük olasılıkla hangisidir?
a) Fokal serebrit
b) Serebral flebit
c) Leptomeningeal fibrozis
d) Hidrosefali
e) Adeziv araknoidit


74) Klinik olarak proksimal kaslarda asendan paralizi ile seyreden Guilian-Barre sendromunda aşağıdaki morfolojik bulgulardan hangisi gözlenir?
a) Periferik sinirlerde inflamasyon ve demyelinizasyon
b) Transsinaptik dejenerasyon ve atrofi
c) Spinal korda yaygın vakuoler dejenerasyon
d) Küçük damarlarda yaygın mikrotrombüsler
e) Kaslarda segmental nekroz

Yanıt: A
Periferik sinirlerde lenfositik infiltrasyon ve demyelinizasyon ile karakterli Guillian-Barre sendromunun tip IV gecikmiş tipte aşırıduyarlılık reaksiyonu olduğu düşünülmektedir. Motor tutulum ön plandadır. Distal ekstremiteden başlayan güçsüzlük proksimale ilerler.
 
75) Altı yaşında bir erkek çocukta orbita içerisinde yer alan, yuvarlak/iğsi hücrelerden oluşan, immünhistokimyasal olarak demsin pozitif olan tümör saptanıyor. Bu tümör aşağıdakilerden hangisidir?
a) Ewing tümörü
b) Burkitt lenfoma
c) Nöroblastom
d) Retinoblastom
e) Rabdomyosarkom

Yanıt: E
Rabdomyosarkom, çocuklarda en sık görülen maliğn yumuşak doku tümörüdür. 10 yaş altında sık olup nazal kavite, orbita, orta kulak, prostat ve paratestiküler bölge ile vajen-mesane gibi boşluklu organlara yerleşir. En sık görülen formu olan embriyonel tipi küçük yuvarlak mavi hücreli bir tümördür ve diğer benzer yapıdaki tümörler ile karışabilir. Bunlardan ayırımında immünhistokimyasal olarak Desmin pozitifliği tanı koydurucudur.

Sayfa 4

76) Kistik renal displazide gözlenen en karakteristik bulgu aşağıdakilerden hangisidir?
a) Glomerüllerde kistik genişleme
b) Çapları 3-4 cm ye ulaşan kistler
c) Kollektör tüplerde sakküler genişleme
d) Kıkırdak içeren immatür stroma ve tübüller
e) Kortikomedüller bölgede kistler

Yanıt: D
Yenidoğanda böbrekde en sık görülen kistik hastalık kistik (multikistik) renal displazidir. Çoğu kez tek taraflı olup toplayıcı sistem anomalileri ile birliktedir. Böbrekte kistler çevresinde immatür stromal elemanlar, özellikle immatür kıkırdak alanları ile primitif tübül ve glomerüller görülür. Bilateral olgularda transplantasyon gerekir.  

77) Lipoid nefrozda görülen proteinürinin nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
a) İnsitu immünkompleks depolanması
b) Sitotoksik antikorlar
c) Alternatif kompleman yolağının aktivasyonu
d) Sitotoksik T hücre reaksiyonu
e) Glomerüler polianyon kaybı


Yanıt: E
Lipoid nefrozda immünfloresan inceleme ile immünglobülin ya da kompleman birikimi görülmez. Komplemanı uyaracak antikor oluşumu  yoktur. Viral enfeksiyon ya da immünizasyon sonrası hastalığın tekrarlayabilmesi,  ekzema, rinit gibi atopik hastalıklarla ilişkili olması, kortikosteroide/immünsüpresyona iyi yanıt vermesi, Hodgkin lenfomada sıklığının artması nedeni ile hücresel immünite ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Üretilen bir sitokine bağlı olarak viseral epitel hücrelerinin zedelendiği ve buna bağlı olarak proteinürinin oluştuğu ileri sürülmüştür. Ultrstrüktürel incelemeler primer viseral epitel hasarını göstermekte ve hayvanlarda yapılan deneyler glomerüler polianyon kaybını düşündürmektedir.Yinede proteinin kapiller duvardaki epitel hücre kısmını gerçekte nasıl aştığı ortaya çıkarılamamıştır. 

78)     Aşağıdakilerden hangisi mesanedeki invaziv ürotelial karsinomların gelişmesinde rol oynayan prekürsör lezyonlardan biridir?
a) BCG uygulaması sonucu gelişen granülomlar 
b) Papiller ürotelial hiperplazi
c) Kronik nonspesifik sistit
d) Konjenital divertiküller
e) Mesane mukozasında malakoplaki

Yanıt: B
 Kronik inflamasyon yada granülomlar maliğn tümör için risk oluşturmaz. Malakoplaki , mesanede uzun süreli kronik  inflamasyonda görülebilen bir lezyon olup tümörle karışabilir. E. coli enfeksiyonuna reaktif olduğu düşünülür. Makrofajlar içerisinde Michaelis-Gutmann cisimcikleri görülür. Premaliğn değildir.Divertikül zemininden daha çok adenokarsinom gelişme riski vardır. Papiller epitelial hiperplazi ve karsinoma insitu ise, transizyonel (ürotelial) hücreli karsinom riskini arttırırlar. 


79)    t (11; 22) (q24;q12) translokasyonu aşağıdaki kemik tümörlerinden hangisi için karakteristiktir?
a)    Multiple myelom
b)    Osteosarkom
c)    Ewing tümörü
d)    Dev hücreli kemik tümörü
e)    Kordoma

Yanıt: C
Bazı tümörlerin gelişiminde temel mekanizma onkogen translokasyonudur. Özellikle lösemi ve lenfomalar yanı sıra Ewing tümörü de bu grupta yer alır. 

Onkogen Translokasyonu

Maliğnite

Translokasyon

Etkilenen genler

Kronik myeloid lösemi

(9;22)

Abl(9), bcr (22)

AML ve ALL

(4;11)

AF4 (4), MLL (11)

Burkitt lenfoma

(8;14)

c-myc (8), IgH (14)

Mantle hücreli lenfoma

(11,14)

Cyclin D (11), IgH (14)

Foliküler lenfoma

(14;18)

IgH (14), bcl-2 (18)

T hücreli ALL

(8;14)

c-myc (8), TCR-alfa (14)

Ewing sarkom

(11;22)

FI-1 (11), EWS (22)




80)    Testis tümöründe alfa fetoprotein aşağıdakilerden hangisinden köken alır?
a)    Yolk sak tümörü
b)    Koryokarsinom
c)    Seminom
d)    Leydig hücreli tümör
e)    Sertoli hücreli tümör

Yanıt: A
Tümör  belirleyicilerinin en önemli olduğu tümör testis tümörleridir. Sertoli ve Leydig hücreli tümörler, seks kodr-stromal tümörler olup çoğu kez beniğndir. Bunlarda jinekomasti gibi endokrin anomaliler görülebilir. Germ hücre tümörlerinin ise,  puberte sonrası hemen tümü maliğndir. Tümör belirleyicileri ile tümör tipleri ayırt edilebilir. Seminomda %5-10 olguda HCG yükselebilirse de, alfa fetoprotein (AFP) artmaz. Yolk sak tümöründe ise %100 olguda AFP artmıştır. Karışık histolojik yapıdaki bir germ hücre tümöründe AFP varlığı yolk sak komponentinin varlığını; HCG artışı ise sinsisyotrofoblastların (koryokarsinom) varlığını gösterebilir.